Ne Garip ?

11.01.2009 zaman: Pazar, Ocak 11, 2009 Gönderen illegalizma



Pek yapmadığım şeydir Pazar geceleri tv başında zap yapmak ya da uzun uzun bilgisayarın başında sigara içmek! ama bu gece hem uzun uzun zap yaptım hem de ekrana boş boş bakıp büyük nefeslerle sigara yudumladım. ( bu parantezin içi gibi kapandığında bitecek bir gecelik özgürlük! ) Ne aklımın haline uygun bir oyun bulabildim onca Playstation 2 oyunu arasından ne de oynamak için hevesim vardı. Zaten gün içindeki sıkıcı havadan gazetemi de yiyip yutmuşum okuyacak bir şeyler de yok. Aslında çok var ama kırığım bu gece bahanem hazır. Cumartesi gecesinden beridir taa bu saate kadar (Yine zifiri Pazar gecesi karanlığında yazıyorum) derin mide rahatsızlığım bir şeyi daha hatırlattı aklımın bin bir düşünceyle kalbimin onca hissiyatla dolmasının ana sebebi sağlığımın varlığı.

Neyse zap olayına gelmişken benim için TRT ’nin baş tacı yapımlarından Kırmızı Hattı bile geride bırakan ( Kırmızı hattın kimi bölümleri benden en baba belgeselimsi ama daha çok masal anlatan tarzda ( Vay be ne garip bir kategori ve dal oldu böyle ) program Oscar ödülü bile alır.) Bir program vardı dün gece. Çok enteresan İzdivaç evet izdivaç izledim hiç tarzım değildir böyle saçma sapan içerikli programlar izlemek ama işin gerçekten garip yanı dün gece çok başka geldi bana bu program. Kendimce yargıladım işte. Olayın en güzel yanı çıkan herkesin hem erkeğin hem kadının yani bütün tarafların ana kuralı sadece dürüstlük oldu. Beni yanıltmadılar. Düşünüyorum da bu programa çıkmak çok mu dürüstlük, akıllarında hiç mi soru işareti yoktu bu programa çıkmadan evvel? Bu kadar çok dürüstlük sevdalısı insan neden böyle bir programa ihtiyaç duyuyor o da daha farklı bir soru. Yıllardır hep aynı şeyi savunuyorum “bazen” belki yanılıyorum ama genel haliyle hep olay şu şekilde oluşuyor insanlar zayıf hallerini korkularını diğer insana dayatmaya başlıyor adım adım akıllarını kalplerini bir yoluyla satın aldıkları kendilerinin dışladığı yabancılaştırdığı kendinden olduğunu zannetmeye kendini mahkum kılan diğer insanlara. Ben çok dürüstüm de karşı tarafında dürüst olmasını istiyorum, Sana güvenmememin ana sebebi aslında kendi içime yeterince güvenememem. Seni seviyorum ama bazen kaygılarım var bazen kendimden nefret ediyorum acaba senden de vakti gelince ( bu vakit tam manasıyla kendimi bulduğum ya da kaybettiğim zamandır ) nefret edebilir miyim? bu sevgiler arasında diye haykıramıyoruz. Bu dürüstlük çizgisi herhalde böyle ince ya da çok kalın ki biz insanlar kendi benliğimizin eksik kalmış yanlarını aramaktan sorgulamaktan ziyade sanki dünyada var olması gereken durummuş gibi yaşıyoruz. Benim değilmiş gibi davranma halleri ve çalınan minareye kılıf olsun diye karşı tarafa yüklenme halleri. Kabullenmek ve aslında var değilmiş gibi algılamak ya da algılamamakta olabilir. Dolayısıyla var olması yada yok olması sadece bakış açımıza bakıyor. Biz korkmaktan korkuyoruz. En son bir bölümüne şahit olduğum Yemekteyiz de de aynı düşüncelere dalmıştım. İnsan olmak işte.


Tam vampirleştim bu aralar geceleri uyuyamama halleri baş gösterdi. Neyse düzelecek bu aykırı hallerim zamanı sırtladığımdandır her anı daha farklı yaşamaya başladığımdandır. Sabah en acil ihtiyaç güneş gözlüğü oluyor. Uykusuz kalan bedenimin içine göz kapaklarımdan içeriye güneş ışığı girmesin diye! Ya da aydınlık olmamalı bu dünya bunca karanlık bunca yaratık varken bunca ölüm bunca kalım ve savaş varken bulutların arkasından bile gelmemeli gün. Daha çok sorup daha az yanıt aldığım dönemlerden birindeyim. Daha fazla müzik daha fazla miskinlik daha fazla her şey sanki şu sıralar bunca aşırılık ta doyurmuyor. Zaten çözüm herhalde biraz daha kısmakta hayatın kanallarını biraz daha setler lazım her şeyin en fazla olmaması lazım! Hastayım uykusuzum hala yaşıyorum ne yapmam gerektiğini tam olarak bilmiyorum. Arsızlığım üzerimde yaşıyorum işte… Alex Fox acele ederek rahatlatıyor gitarıyla kalabalık müziğiyle. Ne garip…. Yine kendime hakim olamadım kestirip atacağım bir yazıya başlamış gibi başlamıştım oysa. Bir hafta daha gitti hayatımızdan farkında mısınız? Hala söyleyemediklerimle dağlar oluşturabilirim onların etkisiyle fırtına çıkarabilirim.



Alish 2oo9

1 Comment

1 Response so far.

  1. Unknown says:

    dağların taşımakta çekindiği yük var omuzların da kolay mı
    yeni dağları da zihnin ekliyor
    okumak rahatsız eder insanı
    onun için rahatsızız

Yorum Gönder