Ben ve 6 yaşındaki ufaklık tarafından sık sık yapılan bir aktivitedir. Gecenin bir vakti küçücük kalbini hissedip te yanımda uzanan yaratığa masallar fısıldamak. Bu hafta ilk kez annesinin yanına gitmemek için ağladı zannedersem büyüyor. Ve büyütüyor. Biz insanlar hayatın hallerinde adım adım olgunlaştığımızda artık canlı oyuncaklar istiyoruz – sıcaklığını hissedebileceğimiz. - Masalı anlatmak işin kolay yanı anlamlandırdıklarını algılamak çok zor. Hele Bu haftaki hikayenin ana teması İyilik Yap İyilik bul olunca iş daha bir garipleşiyor. Küçük ama çok zengin penceresinden baktığı dünya hepimizinkinden daha renkli ve katıksız. ( Seni çok seviyorum - ama sarılma bana kolun canımı yakıyor. )

Uzun süredir aslında Haydar'la konuşmamız gerekenleri konuşamadığımız - Haydar'la görüşme de yine haftanın güzel anlarından dı - şiddetle tavsiye vardı ki gerçekten yerinde bir şiddet. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, bizler gibi anlatan dil ile yazılmış gerçek ruh aforizmalarını kendine sararak yaşatan bir kitap. Hele Nüzhet tasvirleri işte gerçek aşk bu olsa gerek dedirtir derecede. Kitapların çoğu uyku gelsin diye okunurken Peyami SAFA’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Uyku kaçınca sabaha güneşe karşı en isyankar hal ile okunması gereken eşsiz bir eser.

A.R.O.G. – nicedir Issız adamı izleme planı yapılan ama alelacele karar verilen bir gecede izlendi. Film hakkında diyecek tek kelime yok vasat ve altı işte - ama özel bir gece olduğu kesin. ( Özgürlük ve Mutluluk ancak anlatıldığında paylaşıldığında kanatlanıp var olması gereken yere doğru uçuyor.) Bu arada zannedersem benim yüzümden hastalandın.:(


Bir intihar ve başarılı olunamayan bir intihar girişimi de büyük bir ilgiyle araştırıldı bu hafta. Ne garip insanoğlu denen canlı o kadar çok yaşıyoruz ve yaşlanıyoruz ki bu yaşlanma bize insan olma egosunu derinden sessizce işliyor. O benlik halinin ittirme kuvvetiyle ve bir süre sonra artık sağlam karakterlerde bile haddin dolduğu anlarda bu şekilli enstanteneler de yaşanmıyor değil. Aynı zamanda bazen bazı olaylar ölümden ve ölümcül hastalıklardan daha da ağır oluyor. Bir babanın gözleri önünde gözlerini elleriyle kapatarak yağmur yağmur gözyaşları döken bir evlat gibi. Ardından diğer evladın çığlığına cevap vermek için vazgeçilen bir intihar girişimi gibi. Ölüm gibi tek bir çizgi ve açıklamasız. Bir kez daha cevap verir gibi Dünya yada adı ne konmuş ise işte O. ne elim dediğin şey sana ait ne ayakların onca yollarda yürüdüğün ne evin ne de benim dediğin her şey SEN ( Aklının kalbinin içindeki varlık ) sadece var olması kaçınılmaz gün için avunuyorsun.


Bu hafta sonradan haftalık olan yazılarımın ritüeli bir alıntı yazı ( Fikir Atölyesi – İçimdeki Serseri ) ve (Karmakarışık..) bir ruh haliyle bozuldu. Evet aslında her şey çok karışık haddinden fazla. Bir kocaman yıl devrildi. Hiç önemsemem yılbaşı muhabbetlerini anlamsız gelir herhalde yaşlandığımız için tebrik edilme hali. Yoksa yeni yılınız kutlu olsun kelimesi helal olsun bir yaş daha gitti 365 gün – Vay be yaşlanıyorsun öleceksin demenin nezaket halimi. Neyse her ne kadar önemsemesem de gazetelerde verilen almanaklar gibi yıllık vicdani muhasebeye de kapılarım da kapalı olmuyor hani. Hele birde yıl sonu satrancı var ki o da tam anlamıyla yorucu. İlk 2003 yılında aklımdaki birkaç kişiyi silip yerine yeni birilerini alma hali başlamıştı. Aralık ayı sonlarının gelenekseli oldu. Aklımın içinde oynanan bir satranç gibi kimi piyonlar yer değiştiriyor, bazıları tutunamıyor aklımdan kayıyor yok oluyor. Hatta şu sıralar aklımın tahtındaki şahın bile koltuğu tehlikede. Yeni şah sen misin? Yoksa.
Biliyorum ki bir sonraki yazım yeni bir yılda olacak. O zaman ümit ediyorum ki karışıklığın üstesinden geleceğim. İnsan yine de beklenti içinde oluyor işin özü. Yeni sayfa 01/01 diye başlayan. İnşallah umduklarımız umduğumuzdan daha basit yanaşır kapımıza.

Kutsal topraklar içime küçük cam parçacıkları gibi dağılıyor. İçimi acıtıyorsunuz sadece ağlıyorum ve yeter mi bilmem ama en uhrevi halimle dualarımı yolluyorum.
Yazı son kez okundu eksik kalmasın eksik kalınmasın diye. Dün gece sana yine mektup yazdım ama sözler uzadıkça uzadı. Şimdi de Zara söylüyor Fasıl Bu Son Fasıl…!

Alish 2oo8

2 Comments

2 Responses so far.

  1. Adsız says:

    Garip Alemgirli....

  2. Adsız says:

    Sen bensin bende sen alish abe ya...sanki sen bu yazında benim içimi dökmüşsün bu yazınla...birde şu msn konuşması üzerine tam oturdu yane...zorlandım biraz ama merak etme tuttum gözyaşlarımı...çünkü biliyorumki sen varsın ve hep yanımdasın senin olduğun hayatımda ne bana yakışır gözyaşı ne de sana...
    .....tnctrk.....

Yorum Gönder