Belki de?

13.09.2009 zaman: Pazar, Eylül 13, 2009 Gönderen illegalizma


Belki de hiçbir şey yazmayacağım ya da her şey yazacağım ve sadece senin anlayabildiğin kadar ve sadece seni kendinden büyük eylemiş benim yazabildiğim kadar.

Belki de her şey kocaman bir rüya alemi ellerim ayaklarım kayıtsızlık boş vermişlik ağırlık ve hafiflik arasındaki ince temassızlık, uykusuz sancılı nice gece. Aşk’a dair eşsiz iz düşümler, senin yüzünü beni en severken suskunluğunda görme hali, kar altında sarılma ütopyası, temaşa kargaşaları, varlık ve yokluk her şey işte olduğu kadar. Eksiklik veya gayri ihtiyari tokluk. Sonsuz bir açlık yıllar yıllar bile yamacımda olsa bile doyulmayacak bir acının tatlı seğirtmeleri, işte rüya alemi. Masalcının yazdığı heybemize doldurduğu kadar hayat belki çok yürünecek ama yıllar sonra hep aynı yerde hep aynı adımla…

Belki de böyle olmayacaktı ya da böyle olması gerektiği için her defasında böyle olacaktı sonsuza kadar kaçsak ta hep yakalanacaktık ben sen sen ben tarafından. Belki de hep aynı çemberin içinde sadece dönecek ve olduğumuz yerde sadece ve yıllar sonra oluverecektik. Oluşumsuzluğa mahkum bu ne akıla ne de mantığa sahip aşkın sadece çeperlerinde, hani tam içinde yada tam dışında. Ve Belki de senin için sonsuz vazgeçilmişlikte, kaç gece dökülen gözyaşlarında, akla inat saçma sapan çarpan kimsesiz kalp halinde, sana oluşturulmuş mabeddeki gölgeden hiç çıkmamasına. Birimiz başından sonuna giderken birimiz sonundan başına adımlayacak ve asla ortada bir yerlerde buluşamayacaktık küçük bir an ufak teğet olacaktık kim bilir belki de.

Belki de O tek yanlış bütün doğruları doğuracaktır. Belki de öyle küçük değildir aşk o zamansız tek yanlışa çakılacak kadar. Belki de Doğrunun gerçeğin aslın yanında olacaktır.

Belki de ya da belki de her gidiş gibi sonsuza ayrılış asla sonu olmayan sonsuzlukta…

Belki de hayal…

Belki de Rüya…

Belki de bu kadar Gerçek

Belki de en gerçek, bir baba tahayyülü, bir evlat, bir anne belki de ?

Belki de NEYSE…

İçime biriktiriyorum…

Benim benimle ilgili bütün hallere en yakın mevsimi müjdeliyor Eylül, deli zamanlar yanaşıyor. Seni bekliyorum hazin hüzünlü bir sonbahar tablosunun içinde beni bende unutmuş sen olmuş halimle. Gerekirse bütün bir ömür boyunca ve hiç kavuşamayacağımı bile bile. En ikircikli en rahatsız ay bu Eylül aniden gelen soğuklar var belli bir saatten sonra hayatınız gibi, her şey onca zamandan sonra yeniden aleme inat var olmaya meyilli iken her şey kökten yok olmuştur birdenbire. Gerçektir Eylül Ekimi ve Kasımı doğurmaya Nazır…

Vazgeçmişim bütün vazgeçilmeyeceklerden. Vazgeçeceğim bütün vazgeçilmezlerden ve anlıyorum tek bir vazgeçilmez benden bir ömür vazgeçmiş olsa bile uzakta tek başına, cinnet arifesi yalnızlıkta dahi asla vazgeçilmeyecek…

Kim görmüş ki Leyla’nın Mecnun’u bıraktığı…
Kim demiş ki Leyla kendi için Yarinden geçmiş diye…

Ve ancak senin için senden geçilir. Zamanlı Zamansız Bilmem anlayabilir misin, gün gelir senden nasıl da vazgeçmek zorunda olduğumu görebilir misin? Böyle bir ayrılığı hiç mi hiç istememişken ölümüne diyetini çekmeyi, Ve ancak bu derece sevilebilmeyi.


Lara Fabian Söylüyor hemen yan tarafta Je T'aime gün gecenin dibine dayanmış ufak ufak adım adım geldiğini haberdar ediyor içimi saran ise sonsuz bulutlu bir gece. gözyaşlarım gözlerimde donuyor bir çiğ damlası olduk olmadık...


Ali 2oo9

1 Comment

1 Response so far.

  1. Unknown says:

    ahh ahhh sen....:(((

Yorum Gönder