James Blund söylüyor sırf benim değil duvarında Nazende’nin asılı olduğu kalp kırıklıklarımla dolu odamın da ruhuna işliyor. kelimeleri renkli bir şiir gibi Goodbye My Lover. Birkaç gündür tepemde dolaşan ilham perimi incitmeden yakalamayı nihayet başardım. Kendisi Güz yapraklarından oluşmuş kanatlara sahip dolayısıyla yakalamak canını yakmadan onunla olmak çok zor. Ve ben Onun için sabrediyorum. Genelde Perşembeyi Cuma ya bağlayan geceleri odama misafir oluyor. Ranzanın köşesine oturuyorum ayaklarıma bakıyorum her zaman olduğu gibi yüzüne bakmaya çekiniyorum. Ve anlatmasını bekliyorum tek tük birkaç kelime sarf ediyor işte olduğu kadar.

Düşlerimi düşüreyim gözlerinizin önüne sizler düşlerimi okuyun. Şu sıralar muzdarip olduğum o kadar enteresan bir şey var ki eskiden o çok renkli oyun şimdilerde çok ciddi sıkıntılar yaratıyor desem yeridir. Evet şu sıralar artan baş ağrılarımın eşliğinde zihinsel başıboşluk yaşıyorum. Anlatılamaz bir grilikte yok oluyor partiküllerim sonra rengarenk dağılıyorlar anlamlı anlamsız kabuslar oluyor. Karşımda oturan muhatabım olan kişiyi dinliyorum her şey yolunda gibi bir şeyler anlatıyor. Oradan bu parayı almalıyız. Hesaplara dikkat etmeliyiz. Karşımdakinin dediklerini tekrarlıyorum ama bu kelimelerin anlamını bilmiyorum çok basit olağan bu kelimeler beynimde anlamsız bir karmaşaya neden oluyor. Sanki adım adım kumun içine gömülüyor gibiyim boğuluyor gibiyim. Kumun içinde kuru kuru ölüyorum. Gece hemen uyumadan önce uzandığım yatağın yeniden odamın içinde fırıl fırıl dönmesi de çabası. Yok yok yeniden deliriyorum. Belki de uzun süredir benden ayrılmış aklıma kavuşuyorum.

Sen Zenginiyim şimdi sensizlik dönemlerinde oluşturduğum senlerle dolu her tarafım Facebook ta bir grup var oldukça beğeniyorum paylaşımlarını. İnsan İnandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yapabilir diye bir göz atın derim.

Bu hafta hafta içinde bir anı dinledim senden ilk kez duymuştum ama yabancı değildim kelimelerine. Garip ki bu gece hissettim, yastığımdan sen kokusu geliyordu ruhuma dolanıyordu. Evet evet mükemmel bir hatırlayış eşsiz bir biliş hali sen kokuyordu yastığım. Ve ben senin kokunu sana yazmıştım.

Bir ayağı olmayan bir karınca varmış aşk ile yola çıkmış. Yare, dosta ulaşmak için, yolda gören karıncalar sen ne yapıyorsun bu tek ayağınla ulaşabilir misin demişler. O da aşk gibi bir cevap vermiş ulaşamasam da Yolunda ölürüm...

Ah o sokağın kulağı olsaydı da ayaklarımın yalvarışlarını duysaydı. Ne olurdu dönüp sarılabilseydim sana. Boynunda ağlasaydım.

Aşkın verdiği müzikle başladık aşkın verdiği müzikle bitirelim aynı gecede belki de yüz kez tekrarladı kendini Can Atilla – Aşk’ı Hürrem...

Haftaya Görüşmek Üzere..

Ben Hep buradayım...

Selametle...


Ali 2o1o

0 Comments

0 Responses so far.

Yorum Gönder