Ironik

16.08.2009 zaman: Pazar, Ağustos 16, 2009 Gönderen illegalizma


Özürlü :

Kimsenin eksik yanlarımı görmediği kimsenin sırf o yüzden bana bakmadığı bir diyardayım. Bedenimi kaplayan cüzzam kimseciklerin umurunda değil. Ya da ayaklarımın olmaması yarım olmam çirkin olmam önemli değil. Hiç kimse için, En güzeli de onların umurlarında olma halim sadece içimdeki gerçek ben ile ilişkili olması. Yani benim ve benimle ilgili gerçek görünmeyenlerim sahnede. Kendi mücadele mi veriyorum bu dünyada herkes gibi yaşıyorum onlarla birlikteyim. Ne eksik ne de yarım ne de can yakan bakışlar altındayım. Kimse güzel denilen şeyin ne olduğunun farkında değil aslında bende hatırlatmamalıyım ve hatırlamamalıyım. Ama her düşündüğümde o güne milyonlarca kez şükür ediyorum. Zaten tam anımsayamıyorum ama o eşsiz büyücüden sonra böyle oldu bu alem. Herkesin beynine girip değer yargılarını ve kalabalık zannettikleri ama düşüncelerinde adı sadece çer çöp olan her şeyi temizlemesiyle başladı. Dünya üzerindeki güzeli çirkini en derinlerde saklandığı korkak ruhlarda hasarlı akıllarda buldu ve sildi. Onlardan açılan yerlere daha kocaman harflerle ve daha erdemli olacak bir şeyler yaptı yine tam hatırlamıyorum ama sadece iki kelime idi yazdığı İyilik ve Kötülük. Bir büyücünün garip dokunuşuyla değişmiş bu dünyalıları seviyorum herkes dıştan bakılınca eksik hatta parça parça ama kimse size, sizin yüzünüze özrünüzü vurmuyor. Ya da bakışları özrünüze çarpınca suratları çarşamba pazarı'na da dönmüyor. Onlar kendi acınası hallerine rağmen size acımıyor. Acınası bakılmıyorsunuz yani. Ne güzel bir dünya burası demek isterdim, bunları yaşamak isterdim hem bunlar olmuş olsaydı anneme de isyan etmezdim neden eksik neden yarımım diye kırılmaz idi o eşsiz kırık ve benden dolayı özürlü kalmış içinde bana anlamlandıramadığı bir özür biriktirmiş özürlü kalp.

Susan Boyle – I dreamed a dream :

Aslında göreceli güzellik ve çirkinlik kavramına fazla taktığım bu hafta da uzun süredir planladığım kısa videoyu bulup izlemek, Susan Boyle’un tam haftasına denk gelmesi ayrıca sevindirici. İngiltere’nin yetenek programının birine katılan bir kadın Susan Boyle 47 yaşında şişman ve hemen hemen böyle programlara katılabilecek kriterlerde ‘GÜZEL’ değil di aynı zamanda jüri üyelerinin zaten öylesine bakışları yani kriterlerimiz dışındaki ama olsun eşsiz eğlencemiz gibi davranmaları da işin tuzu biberi olmuştu ama Susan eline mikrofonu aldıktan sonra bütün salonun ayakta alkışlaması görülmeye değer eşsiz bir manzara idi, Yaşadığımız dünyada için dışı dışın içi diye bir tabir mevcut. Biz dışına aldanarak içini içine aldanarak dışını yorumlamaktan kaçınalım bence.

Mutlu Tönbekici - Kıro :

Yıllar önce okuduğum gazete olan Vatan gazetesini şu sıralar yine alıyorum tam sebebini bilmiyorum ama geçmiş alışkanlıklarımızı arıyoruz bazen insanlar olarak belki de bazen unutmaya çalıştığımız geçmişimizin kimi fotoğraflarından kurtulmak ta istemiyor gibiyiz. Susuz kalmaktan hoşlanmak gibi. Neyse asıl konumuz Mutlu Tönbekici – O dönemlerde Tuğçe Baran diye asi bir kız vardı annesinin istediklerini yapmayan, eğlenceli, ayakları yere basmayı pekte öğrenememiş bir karakter. Kendisi Mutlu Tönbekici imiş yani yıllardır hayali karakterini köşesinde yazmış. Yakından takip edenlerin haberi vardır eminim. Yine asıl mevzu dışına çıkıyoruz toparlayayım işin özü o kadar hafif meşrep denebilecek konuları yazan bir köşede demokratik açılım ile ilişkili güzel bir yazıyla karşılaşmak şaşırttı beni. Bu hafta içinde basit bir kelimenin bilinen bilinmeyen yönlerle nerelere ve ne şekilde dokunduğu ya da dokundurulduğu güzel lanse edilmiş.

İroni :

Bütün bir hafta ironik olaylarla karşılaştım aynı zamanda bir başka ironiden bahsedeyim. Steven Spielberg’i bilirsiniz. Hollywood’un uzaydan gelmiş çocuğu. Uzayla ilgili en eli yüzü düzgün eserlerin yapımcısı, hakkında öğrendiğim garip bilgi gerçek manada ironinin ve kişinin kendisiyle yüzleşmesi sonucu neler yapabileceğini benimsetti bana bir kez daha. Meğer çocukken kendisi gökyüzüne bakmaya bile korkarmış ? (İRONİK) – Steven Spielberg demişken kendisinin iki eşsiz filmi var benim için sizlere de tavsiye edeyim. Biri Zaten bugünlerde 56. yıldönümü anmalarıyla devam eden Hiroşima ile ilişkili eşsiz bir sitem belki de önyargı yada özeleştiri bab’ında bir film olan Güneş İmparatorluğu. İkincisi ise her sinema severin arşivinde bulunması gereken bir başyapıt Olimpiyat oyunlarında katledilen Yahudiler’den yola çıkıp Ortadoğu’nun Grift derinliğine sizleri çekmeyi başarabilen ve bunu bir ajanın hayalleri eşliğinde boğarak sıkarak yapan bir film olan Munich.

Haftanın Enlerine kalabalık baş ağrılarından dolayı pek bir şey biriktiremememin mahcubiyetiyle yazıyorum bu kelimeleri. Fakat önümüzdeki hafta yapılacaklar yazılabilir mesela. Uzun süredir filminin seti ve gelişmelerini yakından takip ettiğim Jodi Picoult’un çok satan kitabından Nick Cassavetes tarafından sinemaya uyarlanmış Kız Kardeşimin Hayatı ( My Sister’s Keper ) kesinlikle izlenmeli. Haftaya içeriğini ne olup ne olmadığını ve bana neler hissettirdiğini yazacağımdan emin olabilirsiniz. Aynı zamanda bu hafta elimde bir Kürt Destanı var Dewreş ile Adüle - Bawer Ferhat adlı yazarın bir eseri kitap kurdu bir arkadaşımın kesinlikle oku diye önerdiği bir kitap. Olay Osmanlı döneminde iki aşiret arasında oluşan düşmanlıktan filizlenen sonsuz bir aşkı anlatmakta. Bir tür Romeo Juliet hikayesi. Şimdilik kitap hakkında bildiğim bu kadar onu da yazarım haftaya.

Şiddetli baş ağrılarının beni terk etmeyi öğrenememiş eşlikleri arasında bir yazıyı daha sonlandırıyorum. İşin özü ne yazıp ne yazmadığıma dair kesin bir fikrim olmamasına rağmen şu an kelimelerimi okuduğunuzu bilmenizi isterim. Anlayacağınız tadına bakılmadan servise sunulan yemek gibi. Haftaya görüşmek üzere Selametle…



Ali 2oo9

3 Comments

3 Responses so far.

  1. şebnem says:

    her hafta yazılarını okuyorum hepsi birbirinden güzel okumaya da inşallah devam edicem byee

  2. İlgine Özel Teşekkür ederim Tekrar Beklerim her hafta olacak yazılarım Allah ın izniyle Okur yorumlarıyla da anlatılmaz bir destek alıyorum.

  3. Unknown says:

    yazın yine güzel bakışın gibi başağrıların dinsin diye senin için dün eyüp sultanda dua ettim şifalar dilerim
    sevgiler

Yorum Gönder