Zamanla barışamayanların hikayesidir anlatacaklarım. Hem doğru dürüst pek bir şey anlatmayacağım okurun gözleri anlayacak. Saat gecenin ruhu en karanlıklara ittiği zamanlarda. Kör karanlığa gecenin elini sıkı sıkı sarmış ruh ile ilerlemekte. Cumartesi gecesinin en karanlık saatlerini elindeki kürekle gömüyor yerine Pazar sabahını aydınlatacak saatlerini doğurmaya hazırlanıyor zaman. Pazar sabahı 03:06 ellerim ceplerimde bana külliyen tanınmış özgürlüğün dibine dalıyorum bu saatte yürüme saatlerimi yaşıyorum. Gezip turluyorum kıvranan sokakta. Bildiğim ama bu saatlerine pek tanık olmadığım yerler. Şimdi dönüp içeriye bakıyorum kapakçıklarımdan doğuyor garip hisler uzun zamandır adını unuttuğum organımdan tepelerime doğru yol alıyorlar. Beynime gidiyor kalbimden doğanlar. Hemen o sırada kuyruğunu tutuyorum saf his yazmak istiyorum sizlere uzanıp dokunduğunuzda monitörden üstünüze bulaşacak şeyler. Beni rahatsız ettiği kadar sizleri de rahatsız edecek ya da bir o kadar huzur verecek şeyler yazmak istiyorum. Ama dağılıyorlar parçalanıp bütün bedenime dağılıyorlar. Şimdi onların peşine düşüyorum misketlerini dökmüş gözünde yaşlar sekizinde bir çocuk oluyorum onların ardından. Koşturuyorum çaresiz. Parmaklarımın uçlarındakilerini alıyorum döndüğümde içimdeki depremlerden dolayı kaçmış buluyorum geride kalan hepsini. Yok olmuş görüyorum onları.
Ne yazık anlam ifade etmeyen edemeyecek olan bir pazar sabahı sancısı gökyüzünde. Hayal aleminin derinlerinde dağınık puzzle parçaları var aklıma dair. Pazar kahvaltısı hayalleri, sonsuz uzaklıktaki mutfaktan çıplak ayaklarının benliğini dünyaya haykırdığı adımlarının melodisi çalıyor kulaklarımda. Misafir ediyorum...
Hayat bu işte ötelerden ötelere giden bir hasret olmadık bir gurbet. Sabır alıyorum bağrıma ilmik ilmik işliyorum. Ellerim ceplerimde, Tabiatıma dağılıyorum.
Kokluyorum saçlarını gönlüme salınan sabrın ve sabır senden bana sabır ihsan et diye dile gelip dileniyorum...
Ve bir kaç saniyeliğine bir haziran yağmuru....
Ve bir kaç saniyeliğine bir haziran yağmuru....
Ali 2009
bir insan hissettiklerini anlatamadığını bu kadar mı güzel anlatır.yüreğine ferahlıklar