Sıcacık kestaneler var elimde. Bir koşu gidip aldım sana! Sıcacık kalsınlar diye yer yer üflüyorum YARADAN’ın verdiği aciz nefesim ile. Bilmem ısınıyor mudur? kalpleri. Benim mutluluğa hasret kalbimin ateşiyle…

Yani umut ediyorum hala Küçük gri kuş Sitem taşını Beyaz mermer şehrin tam bağrında tırnaklarının arasında bıraktığında. Beyaz Mermer şehir nasıl birdenbire suskun bir şekilde boğuluyorsa umut denizine ve bütün sokaklar caddeler yaşanmışlıklar nasıl şahit oluyorsa bu sonsuz suskunluğa öylesi susuyorum. Suskunluk var boğazımda, gayrı engel değil ki susmam umuda. Umut edip susuyorum eğer susulacaksa.

Ramazan. Sen bekliyor olmalıydın dört duvar arasında. Zamanlarım elimden kayıp giderken. Sen bekleseydin ya.

Elhamdülillah Önce kıvılcım idim sonra döndü temaşa çaktı şimşek. Kopardı bütün çekirdekleri sonsuz uykudan. Ben adım adım ateş oldum. Yani bir kordu düşmüştü viran bağlarıma. O zamanlar henüz el kadar çocuktum anlamıyordum. Yine de Elhamdülillah. Önce kıvılcıma sırasıyla ateşe ve kor’a. Şimdi bilmem kaçıncı kül evresinden sonra tekrar ateşe ve kor’a. Elhamdülillah Buna da Elhamdülillah söküp atamıyorum ya ne kalbimi ne de içindeki seni dünyanın tam ortasında…


Suskunluğum bana yoldaş gayrı yollarıma…

Ne zaman yazarım yazılırım bilmiyorum ama…

Haftada bir halen buralarda…

Selametle


Alish 2o1o

0 Comments